
En Sık Görülen Rahatsızlıklar

BEL AĞRILARI
Gebelikte en sık karşılaşılan problemlerdendir. Gebelerin yaklaşık %50 –70 inde görülür. genelde gebeliğin ortalarından itibaren başlar ve sonuna kadar devam eder. Gebelik öncesi de var olan, kas,eklem, bağ ve disklerdeki zorlanmalardan kaynaklan zorlanmalar nedeniyle oluşan gerçek bel ağrıları olabileceği gibi gebelik nedeniyle gelişen pelvik eklem ağrıları da olabilir.
Bel ağrısını ortaya çıkarabilecek onlarca neden mevcuttur. Fazla kilolu ve daha önceden de bel ağrıları olan bir gebenin ilerleyen gebelik haftalarında bu sorunla karşılaşmaması neredeyse imkansız gibidir. Artan hormonlar nedeniyle pelvik kemikler ve omurgalar arasındaki bağlarda gevşeme oluşur ve buda bel ve pelvik alandaki desteğin bozulmasına yol açar. Bebek büyüdükçe ve kilo aldıkça ağırlık merkezi de değiştiğinden bel ve pelvik kemikteki destek bozulur. Tüm bunlar nedeniyle postürde de bozukluk olur. Bir de stres eklenin ce bel ağrısı kaçınılmazdır.
Pelvik kemikler arasındaki bağlarda oluşan gevşeklik sonucu oluşan pelvik eklem ağrıları (sakroiliak eklem ağrıları olarak da bilinir) genelde tek taraflıdır, dokunmakla ağrılıdır, oturur pozisyonda kalkarken, yatakta dönerken yürürken bile sizi rahatsız eder, nadiren bacağa vurup siyatik ağrısı ile karıştırılabilir.
Gebelik sırasında oluşan bel ağrılarını önlemek ve azaltmak için en önemli şey kasların dolayısıyla pelvik desteğin güçlendirilmesidir. Karın ve bel bölgesi kaslarını güçlendirecek gebelikle uyumlu egzersizler yapmak, yerdeki bir şeyi almak için eğilmek yerine çömelmek, yüksek topuklu ya da hiç topuksuz ayakkabı kullanmamak, karnın alt kısmına pelvik destek kemeri takmak, ve fısat buldukça dinlenmek gerekmektedir. Enflamasyonun önlenmesi ve ağrının giderilmesi için doktorunuzun önereceği ilaçları kullanabilirsiniz. Yatarken yan pozisyonda olmak ve bacaklarınızın arasında yastık olması sizi oldukça rahatlatır.
Bel ağrısı, çok şiddetli olduğunda, aniden başlayıp artarak devam ettiğinde, kramp tarzında kasılmalar olduğunda erken doğumu da dikkate alarak doktorunuza danışmanızda yarar vardır.
BAŞ AĞRILARI
Gebelik sırasında baş ağrıları oldukça sık rastlanılan bir şikayettir. Gebeliğin her döneminde görülebilmesine rağmen 1. V3 3 . trimestrde daha sık karşılaşılır. 1. Trimestrdeki ağrılar genellikle hormonlardaki yükseliş ve dolaşan kan miktarındaki artıştan kaynaklanır. 3. Trimestrde ise daha çok kötü pozisyonun neden olduğu ağrılardan şikayet edilir. Gebelikten önce migren tipi baş ağrıları olan hastaların gebelikleri sırasında migren ağrılarında azalma görülebilir ancak doğum sonrası eski hallerine dönerler. Nadiren de migren ataklarında artış izlenebilir.
Bunların yanında uykusuzluk, kan şekerinin düşmesi, dehidratasyon, kafein azlığı gibi nedenler de baş ağrılarına neden olabilir.
Stres, görme kusurları ve postür bozuklukları bu ağrıları şiddetlendirebilir.
3.trimestrde ise genellikle postür bozukluklarından kaynaklanan baş ağrıları yaşanabilir.
Bu arada yüksek tansiyon ve preeklampsi de kendini baş ağrısıyla gösterebilir, dikkatli olun.
Baş ağrısı yaşıyorsanız;
-
Duruşunuzu düzeltin
-
Karanlık bir odada dinlenin, gevşeyin
-
Kan şekeriniz düzeltmek için az az ve sık sık yemek yiyin
-
Egzersiz yapın
-
Ilık duş alın
-
Gerginlik tipi bir ağrı ise kafa tabanına soğuk kompres uygulayın
-
Sinüs tipi bir ağrı ise göz çevresine ılık kompres uygulayın.
Doktorunuzun tavsiye edeceği parasetamol içerikli ilaçlar kullanılabilir.
Baş ağrısı yaşıyorsanız,
-
ilaç kullanmadan önce
-
ilaca rağmen ağrınız geçmezse
-
daha önce hiç yaşamadığınız şiddete ve karakterde bir ağrı ise
-
ani başlangıçlı ve şiddeti gittikçe artıyor ise
-
beraberinde bulantı, kusma, görmede bozukluk, uyuşukluk gibi belirtiler varsa
MUTLAKA DOKTORUNUZU ARAYIN...
MEMEDE GÖRÜLEN DEĞİŞİKLİKLER VE RAHATSILIKLARI
Gebeliğin başlangıcından itibaren memede birtakım değişiklikler olur. Bu değişiklikler de bazı rahatsızlıklara neden olabilir.
Memeler gebelikle birlikte
Büyür ve genişler,
Gerginlik ve hassasiyetleri artar,
Hormonların etkisiyle meme ucu ve çevresindeki renkte koyulaşma olur,
Kan miktarının artmasına bağlı olarak meme yüzeyindeki damarlarda belirginleşme renklerinde koyulaşma olur,
Yoğun kıvamlı sarımtırak bir sıvı gelebilir ( kolostrum),
Areola ve meme ucunun büyümesiyle daha çıkıntılı görülür,
Areola çevresinde Montgomery tüberkülleri adı verilen kabartılar görülebilir.
Meme hassasiyeti genelde 5-6. Gebelik haftasında başlar ve ilk trimestrde devam eder. Nadiren tüm gebelikleri boyunca bu durumdan şikayet eden gebeler de olabilmektedir. Memelerde görülen bu hassasiyet bazen yürürken, koşarken, egzersiz yaparken ve hatta uyurken bile sizi rahatsız edebilir. Hormonların ve artan kan akımının memelere hücumuyla büyüyen memelerde, aynı zamanda süt üretimi için süt kanallarının genişlemesiyle beraber hassasiyet artar.
Memenin büyümesi ve genişlemesi durumunda mutlaka memelerinizi iyi destekleyen, geniş askılı, kolay açılıp kapanabilen sütyen kullanın. Hormonların etkisiyle süt kanalları gelişeceğinden, gerginleşeceğinden ve süt ile dolmaya başlayacağından memelerde hassasiyet artışı olacaktır. Bu durum cinsel hayatınız için bazen iyi bir gelişme olabileceği gibi bazen de çok fazla rahatsızlık verebilir. Şişliğini azaltmak için ılık dış yapabilir, çok ısı artışı yada zonklama hissediyorsanız soğuk bir havlu ile kompres yaparak rahatlatabilirsiniz.
Kolostrum: ağız sütü adı verilen ilk olarak hazırlanan ve bebeğiniz için son derece önemli bir sıvıdır. İkinci trimestriden itibaren yapılmaya başlanır. İlk zamanlarda sarı yoğun kıvamlı bir sıvı halindedir. Doğuma yaklaştıkça rengi solar hatta renksiz olabilir. Gebeliğin herhangi bir zamanında memeden sızabileceği gibi, meme masajı yaparken ya da cinsel uyarılma sırasında da gelebilir. Bu patolojik bir durum değildir. Ayrıca hiç gelmemiş olması da önemli değildir. Süt üretimi devam etmektedir.
KABIZLIK
Gebelerin yaklaşık yarısını etkileyen bir rahatsız edici bir durumdur artan gebelik hormonları etkisiyle tüm düz kaslarda olduğu gibi barsak düz kaslarında da gevşeme olacak bu da barsakların daha az çalışmasına ve besin maddelerinin mide barsak sisteminde daha uzun süre kalmasına neden olacaktır. Genel olarak da üzüntü, gerginlik, fiziksel hareket azlığı ve liften fakir beslenme ile kabızlık şikayetlerinde artış gözlenecektir. Bazen demir içeren kansızlık için kullandığınız ilaçlar da kabızlığa neden olabilir. İlacınızı alırken mutlaka bol suyla için. Doktorunuzla görüşün bazen ilacın değiştirilmesi sorunu çözebilir.
Kabızlığı önleyebilmek ya da azaltmak için,
-
Lifli besinler tüketin, taze meyve ve sebze, kahvaltılık gevrekler, tam tahıllı ekmek , kuru erik, işlenmemiş kepek bu konuda yardımcı olabilir.
-
Bol su için, her gün 10-12 bardak su tüketmeye çalışın.
-
Düzenli olarak egzersiz yapın , barsak hareketlerinizin artmasına yardımcı olacaktır.
-
Demir içeren ilaçlar kullanıyorsanız bol suyla alın, gerektiğinde değiştirebileceği için doktorunuzla konuşun.
-
Bazen tüm bu yaptıklarınıza rağmen kabızlık devam edebilir ve ilaç ihtiyacı doğabilir, doktorunuza danışın (mineral yağlar besin emilimini azaltabileceğinden ve laksatifler uterus kontraksiyonlarını başlatabileceğinden tercih edilmez.)
Hemoroid (Basur)
Barsağın son kısmı (rektum) ve anüs çevresindeki venlerin varisleridir. Tüm vücuttaki venlerde varis oluşumu gebelik sırasında kolaylaştığı gibi hemoroid oluşumu da kolaylaşmıştır. Artan progesteron hormonunun etkisi ile bu bölgedeki venlerdeki kasların gevşemesi ile genişlemiş olması ve gebelik büyüdükçe büyüyen uterusun karın içi basıncını arttırması ve vena cava inferior denilen ana toplar damara baskı yapması sonucu kan rektum ve anüs venlerinde göllenerek genişlemesine neden olur ve hemoroid oluşur. Hemoroidler rektumdaki dentat çizginin üstünde ya da altında olmasıyla iç ya da dış hemoridler olarak sınıflanır. İç hemoridller daha çok taze kanama ve bazen akıntı ile kendini gösterirler. dentat çizginin altında kalan dış hemoroidler ise ağrı lifleri olduğundan ağrılıdırlar, yine akıntıya neden olabilirler kanın birikmesi ve trombüs oluşumuyla çok şiddetli ağrı oluşturabilirler. Karın içi basıncını arrttıran her faktör hemoroid içinde arttırıcı faktör olur. Kabızlık, uzun süre ayakta kalmak , uzun süre ıkınmak, kilo artışı hemoroidlerin artmasına katkıda bulunur.
Hemoroid şikayetlerini bastırabilmek için, ılık su banyosu, bazen soğuk uygulama, dış hemoroidlerde pakelerin içeri itilmesi, yumuşak ve ıslak bezlerle tuvalet temizliği yapılabilir. Doktoruz gerekli gördüğünde hemoroid için krem yada fitiller önerebilir.
Hemoroid gelişimini azaltmak için bol lifli gıda tüketmek, bol su içmek uzun süre ayakta kalmamak, tuvalette uzun oturmamak, tuvaletiniz geldiğinde geciktirmemek pelvik kasları güçlendirilerek dolaşımın düzeltilmesi için kegel egzersizleri yapmak yardımcı olur.
Doğum sonrası hemoroidlern büyük kısmı gerileyecektir. Aşırı büyük ve fazla kanama eğilimi olanlar dışında sadece hemoroid varlığı normal doğum için engel teşkil etmez.
Gebelik bulantı ve kusması (emezis gravidarum, morning sickness)
Gebeliğin erken ve en sık karşılaşılan belirtilerinden bir tanesidir. Gebelerin yaklaşık %50-70 ini etkiler. 6. Gebelik haftasından itibaren başlayarak şiddeti artabilir ve genelde 14-15 . haftalar civarında kaybolur. Bazı gebeler de ise tüm gebelik boyunca devam edebilir. Gebelik hormonlarının özellikle bhcg ve estrojen in artışı ile ilşkilendirilmektedir. Bulantı kusmanın varlığı gebeliğin devamını da gösteren bir belirtidir. Genelde belirtilerin sabahları görülmesinden yola çıkılarak sabah hastalığı ismi verilse de tüm gün içerisinde görülebilir. Sadece bulantı ve öğürme olabileceği gibi kusmalar da duruma eşlik edebilir. Bazen kusmaların çok yoğun olduğu , hiç yemek yenemediği, fazla miktarda mide içeriği kaybından dolayı elektrolit dengesizliklerinin geliştiği, besin alınamadığından dolayı vücut depolarının tüketilerek idrarda bunun göstergesi olarak aseton ve ketonun çıktığı daha gürültülü bir tablo da gelişebilir. Hiper emezis gravidarum olarak isimlendirilen bu tablo yatarak serum tedavisini de içeren yoğun bir tedavi gerektirebilir. Gebelik bulantı ve kusmaları bazen kokularla ya da yağlı baharatlı yiyeceklerle ve stres ,gerginlik, üzüntü hallerinde tetiklenebilir.
Gebeliğin başlangıcı sırasında gelişen bu mide şikayetleri nedeniyle bazı gebeler yeterli beslenemez , kilo alamaz ve hatta kilo kaybedebilir. Bu üç durumda bebeğinizin gelişimine etki etmez, endişe etmeyin. Çok ağır yeme bozuklukları olmadığı sürece bebek sizin depolarınızdan yeterli besin kaynaklarına ulaşarak gelişimine devam eder.
Çoğul gebeliklerde, mol hidatform ( üzüm gebelik) varlığında gebelik bulantı ve kusmaları daha şiddetli olabilir daha erken başlayıp daha uzun sürebilir. Bu durum hormonların daha fazla yükselmesiyle açıklanabilir. İlk gebeliklerde ve anne yaşının küçük olduğu gebeliklerde daha sık görülebilir.
Şikayetlerin azaltılabilmesi için;
Az ve sık yemek yemek
Sabah yataktan kalkmadan kraker gibi kuru yiyecekler tüketip 10-15 dk dinlendikten sonra sonra güne başlamak
Stresten uzak durmak,
Gün içerisinde dinlenme ve kestirme zamanları yaratmak,
Yağlı, baharatlı, çikolatalı yiyeceklerden uzak durmak
Suyu yemeklerle birlikte değil küçük miktarlarda yemek aralarında içmek
Öğün atlamamak... son derece yardımcı olacaktır.
Tüm bunlara rağmen şikayetleriniz devam eder veya çok miktarda kusmanız olursa hekiminize başvurun , bulantı giderici ilaçlar , B 6,12 vitamin takviyeleri ile tedavinize katkıda bulunacaktır. Gerektiğinde hastaneye yatmanız, serum tedavisi ve vitamin desteği almanız önerilebilir. Doktorunuzun tavsiyelerini dikkate alın ve uygulayın
Baş dönmesi, baygınlık hissi
Gebeliğin özellikle başlangıcında sıklıkla rastlanan şikayetlerden birisidir. Ana nedeni artan hormonların damar düz kaslarındaki gevşetme ve genişletmelerinden dolayı kanın vücudunuzda geri dönüşünün yavaşlaması ve beyine giden kan akımının azalmasıdır. Ayrıca kan şekerinin düşmesi ve anemi de baş dönmesi ve baygınlık yaratabilir. İkinci trimestrden sonra özellikle sırt üstü yattığınızda bu şikayetin görülmesi rahmin vena cava inferiora baskı yapması ve dolaşımda oluşan bozukluklarla açıklanabilir.
Baş dönmesini azaltabilmek için:
-
Uzun süre ayakta kalmayın, kalmanız gerektiğinde dolaşımı düzenlemek için bacaklarınızı hareket ettirin,
-
Oturduğunuz ya da yattığınız yerden aniden kalkmayın (özellikle banyoda)
-
Düzenli yemek yiyin. Öğün aralarını açmayın. Ara öğünler yaratın,
-
Çok sıcak duş ya da banyo yapmayın,
-
Gebeliğin geç dönemlerinde sırt üstü yatmayın,
-
Dolaşımınızı engelleyecek sıkı giysiler giymeyin
Baygınlık hissini giderebilmek için:
-
Baş dönmesinde olduğu gibi oturduğunuz ya da yattığınız yerden hızla kalkmayın,
-
Baygınlık hissi oluştuğunda oturun ya da uzanın, derin nefes alıp verin, sıkan giysileriniz varsa gevşetin, pencere açıp hava değişimin sağlayın
Baş dönmesi ya da baygınlık hissi kanama ve/veya karın ağrısı ile beraber olursa mutlaka doktorunuzu arayın. Ektopik gebelik, plasenta dekolmanı ya da plasenta previanın belirtisi olabilir. Ayrıca şikayetinizin uzun süre devam etmesi beraberinde görme bozuklukları, baş ağrısı, çarpıntı gibi şikayetler de olduğunda ciddi bir anemi ile karşı karşıya olabilirsiniz ya da gebeliğiniz etkileyecek diğer hastalıklarla ilişkili olabilir. Doktorunuzu haberdar edin.
Yuvarlak bağ (round ligament) ağrıları
Özellikle ikinci trimestrde oldukça sık rastlanan bir şikayettir. Uterusu yerinde tutan bağlardan olan yuvarlak bağ (round ligament) gebelik büyüdükçe uterus kadar hızla büyüyemediğinden gerilmeye başlar ve özellikle ani hareketlerle, oturup kalkarken, hızlı hareket ederken, yatakta sağa sola dönerken öksürüp hapşırırken daha fazla gerilerek ani ,keskin, batıcı , kısa süreli bir ağrı oluşturur. Ağrı round ligamanın anatomik yerleşimi yönünde kasıklara ve vulvaya kadar ulaşabilir. İstirahatla birkaç dakika içerisinde genellikle geçer. Ağrı oluştuğunda yaptığınız işi yarım bırakmak zorunda kalabilirsiniz. Dinlenmeniz, pozisyon değiştirmeniz ağrıyı kısa süre içinde geçirecektir. Ağrı geçmiyor, şiddetleniyor, beraberinde kanama, akıntı, su gelmesi kramp gibi şikayetler de oluyorsa doktorunuza haber verin.
Bacak krampları
Gebelerin hemen hemen yarısında özellikle ilerleyen gebelik döneminde bacak krampları görülebilir. Daha çok gece yatarken oluşur. Kilo artışı ve dolaşım bozuklukları kramplar için zemin oluşturur. Büyüyen uterusun bacaklara giden damar ve sinirlere baskısı sonucunda da kramplar oluşur.
Krampları önlemek ya da azaltmak için:
-
Düzenli egzersiz yapın
-
Bacaklarınızı yükselterek dinlendirin,
-
Destekleyici çoraplar giyin
-
Bacak ve ayaklarınıza masaj yapın
-
Lokal ısı uygulayın
Bazı durumlarda kalsiyum ve magnezyum içeren ilaçlarla doktorunuz kramplarınızın tedavisini düşünebilir doktorunuza danışın.
Gebelikte cilt değişiklikleri
Gebelik sırasında cildinizde birçok değişiklik göreceksiniz. Bu değişiklikler gebelerin tümünde olmamakla birlikte çoğunda yaşanmaktadır.
Çatlaklar(STRİA)
Gebelerin %90’ında, özellikle ilerleyen gebelik haftalarında büyüyen ve genişleyen karın, meme, kalça gibi altında yağ dokusunun da genişlediği cilt bölgelerinde, cildin elastikiyetinin ve gerilme gücünün azaldığı durumda ortaya çıkan pembemsi kırmızı zaman zaman kaşıntılı lezyonlardır. Kalıcı lezyonlardır, gebelik sonrasında renkleri solar ve cilt rengine yakın bir hal alır ancak hiçbir zaman tamamen geçmez.
Çatlak gelişimi cildin genetik özelliklerine bağlı olsa da, elastikiyetini arttırmak için badem yağı ya da bu konuda üretilmiş kozmetik ürünlerin 17-18. Haftadan düzenli olarak kullanımı çatlak sayısını ve derinliğinin azaltılması konusunda yardımcı olabilir. Bol sıvı tüketmek ve egzersiz yapmak da bu konuda yardımcı faktörlerdir.
Gebelik maskesi(kloazma-melazma)
Gebeliğin 4-5. ayından sonra hormonların etkisi ile pigmentasyonu artması nedeniyle yüzde görülen kahve renkli düzensiz lekelenmelerdir. Genellikle alın, yanaklar, şakaklar, göz çevresi, üst dudakta ve çenede görülür. Gebelerin bir çoğunda ortaya çıkabilir ve genellikle gebelik sonrasında kendiliğinden kaybolur. Güneş ışınları var olan lezyonların koyulaşmasına neden olacağından korumak için yüksek koruma faktörlü güneş kremleri kullanmanız yararlı olacaktır. Ultraviyole ışınları bulutlu havalarda ve kış aylarında bile vücudunuza ulaşacağından korumayı bu zamanlarda da yapmayı ihmal etmeyin.
Linea nigra (siyah çizgi)
Normalde göbek altından pubik kemiğin ortasına kadar uzanan linea alba denilen anatomik oluşmun hormonların etkisiyle koyulaşmasıyla oluşan ve aynı yerleşimde kahverengi çizgi olarak görülen cilt değişikliğidir. Gebelikten sonra kaybolacaktır.
Gebelik Işıltısı
Dolaşımda artan kan miktarının etkisiyle yüze ulaşam kan mitarı da artacaktır. bU durum yüzünüzün daha parlak görünmesine neden olacak ve yağ üreten bezlerin uyarılmasıyla daha fazla çalışmasının bir sonucu olarak fazla miktarda yağ salgılanacak ve yüz normalde olduğundan daha yağlı ve dolayısıyla daha parlak bir görünüm alacaktır. Yüz temizliğin yağ içermeyen ürünlerle yapabilirsiniz.
Sivilcelerde artış
Gebelikten önce sivilce sorununuz varsa bu sorun gebelik sırasında biraz daha artabilir. Artan hormon ve yağlanmanın etkisiyle çoğalan sivilcelerin bakımın eskisi gibi yapılması gerekir. Fazla kokulu olmayan sabunlarla sabah ve akşam yüz temizliği yapılmalı, sıkıştırıcı losyonlarla geride kalan yağ da ciltten uzaklaştırılmalıdır. Günde iki kereden fazla uygulamak cildiniz kurutabilir. Sivilce tedavisi için ilaç kullanmayın . ağızdan kullanılan bir grup ilacın bilinen teratojenik etkileri vardır. Kullanılması gerektiğinde mutlaka doktorunuzla görüşün.
Varisler
Özellikle bacaklarda, genişleyen koyu mavi renkli damarların görünür hale gelmesidir. Dolaşan kan miktarının artması ve dolaşımda gelişen bozuluklar sonucu meydana gelir. Bazen ağrılı ve rahatsız edici olabilir. Önlemek ve şikayetlerini azaltmak için:
Uzun süre ayakta kalmayın,
Uzun süre oturmayın,
Kanın dönüşünü kolaylaştırmak için yürüyün ya da ayaklarınızı hareket ettirin,
Oturduğunuz zamanlarda ayaklarınızı bir tabureye ya da başka bir yükseltiye uzatmaya çalışın,
Doktorunuz önerdiğinde varis çorabı kullanın,
Yeteri kadar C vitamini tüketin( venlerin elastikiyetinini arttırır)
Günde en az yarım saat bacaklarınızı baş seviyesinden yukarıda olacak şekilde uzanıp dinlenin
Fazla kilo almayın
Örümcek şeklinde damarlanma (Spider veins)
Gebelerin % 60 kadarında özellikle yüzde, boyun ve bazen karın cildinde örümcek şekline benzer şekilde ,üzerine basınca solan ve gebelik sonrası gerileyen damar genişlemeleri görülebilir. artan östrojen hormonunun bir sonucudur. Bazı karaciğer hastalıklarında gebelik dışında da görülebilir.
Avuçlarda kızrıklık ( palmar eritem)
Artan östrojen hormonunun bir başka etkisi olarak avuç içleri ve bazen ayak tabanlarında kızarıklık görülebilir. Nadiren kaşıntılı olabilir. Nemlendirici kremler bu konuda yardımcı olsa da şiddetli kaşıntı var ise doktorunuzla görüşün. Gebelik sonrası gerileyecek bir değişikliktir.
Benlerde artış ve koyulaşma
Hormonların artışı benlerin sayısında artışa ve renginde koyulaşmaya neden olabilir. Normal bir değişiklik olsa da benlerde görülen şekil değişikleri bazen kötü bir durumla ilişkili olabilir. Mutlaka doktorunuzla paylaşın.
Karın cildinde kuruma ve kaşıntı
Karnınız büyüdükçe karın cildi de genişler ve gerilir. Cildin elastikiyetine bağlı olarak bir direnme gücü vardır bu noktadan sonra çatlaklar oluşur ve çatlaklarla beraber ya da yalnız başına ciltte kaşınma şikayeti ortaya çıkabilir. Bu durumu yatıştırmak için cildin nemlendirilmesi gerekmektedir. Nemlendirici kremler ve ya çatlak kremleri bu konuda son derece yararlıdırlar. Bununla beraber bol su içilmesi de çok önemlidir.
Bazı gebelerde şiddetli kaşınma, zaman zaman eşlik eden bulantı, kuma, iştah kaybı, halsizlik ve sarılık şikayetleri de olabilir. Bu durm karaciğer fonksiyonlarındaki geçici bozulmadan kaynaklanan 50 gebede 1 görülebilen önemli bir sağlık sorunu olan gebelik kolestazı ile alakalı olabilir. Mutlaka doktorunuza danışın. Başka bir cilt sorunu olan ve 150 gebede bir rastladığımız PUPP olarak kısaltılan , gebelikte görülen kaşıntılı ürtikeriyal papül ve plaklar olarak tarif edilen karın kol ve bacaklara da yayılan cilt lezyonlarında da şiddetli kaşıntı olur. Bu durumda da hekiminize danışmanızda yarar vardır.
Şişlikler
Gebelik sırasında kan hacmi %50’ye yakın oranda artar. Gelişen bebeğin ve annenin ihtiyaçların karşılanmasını sağlayan bu artış bir miktar sıvının dokularda ve hücre dışı alanda birikmesine neden olur. Özellikle gebeliğin ikinci yarısından sonra, uzun süre ayakta kalındığında ve oturulduğunda, günün ilerleyen saatlerde ayak, ayak bileğinde ve elde şişlikler görülebilir. ödem olarak isimlendirdiğimiz bu şişlikler bu haliyle tıbbi bir önem arz etmemekle beraber kalıcı olduğunda ve tüm vücudu özellikle yüz ve göz kapağını etkilediğinde beraberinde yüksek tansiyon, idrarda protein çıkması gibi bulgu ve belirtiler olduğunda preeklampsi açısından değerlendirilmelidir. Gebelik sırasındaki şişlikler yaz aylarında, uzun süre ayakta kalındığında, gün içindeki aktivitelerin uzamasında, düşük potasyum içeren diet yapıldığında, fazla miktarda kafein tüketildiğinde ve fazla miktarda sodyum içeren diet yapıldığında artma eğilimindedir.
Şişliklerin giderilebilmesi için: uzun süre ayakta kalmayın,
Sıcak günlerde çok fazla dışarıda kalmayın, ayaklarınızı yukarıya kaldırarak dinlenin, rahat giysiler ve alçak topuklu ayakkabılar tercih edin, ayak bileğinizi ve bacaklarınız sıkan giysiler giymeyin, yüzün, şişlik olan bölgelere soğuk uygulama yapın, fazla tuzlu yemekler yemeyin.
Uykusuzluk
Gebelik sırasında çeşitli sebeplerle uyku sorunları yaşayabilirsiniz, uykusuzluk ya da uyku problemleri gebelerin yaklaşık %75’ini etkiler ve bilinmektedir ki bu durum bebeğinizi etkilemez.
Gebelikte uykusuzluk , yetersiz ya da kötü kaliteli uyku döneminden şikayetçi olmak ya da öyle algılamaktır. Uykusuzluktan şikayet eden gebeler, uykuya dalmada güçlük, gece sık olarak uyanma ve uykuya tekrar dalmada zorlanma ve uyku sonrası dinlenemediklerini ifade ederler. Bunu yaratan sebebler: büyüyen karnınızın oluşturduğu rahatsızlık, bel ağrıları, mide ekşimeleri, sık idrara çıkma, anksiyete, bebeğin doğumunu düşünme, kabus görme ve hormonal değişiklikler sayılabilir.
Uykusuzluk yada kaliteli uyku uyuyamamakla başa çıkmak için,
Doğru uyku pozisyonunu bulmaya çalışın,
Ilık bir duş veya masajla kendinizi yatmaya hazırlayın,
Yatak odasının sıcaklığını sizin için en uygun ısıya ayarlayın,
Kısık sesli bir müzik çalmasını sağlayın,
Uyumadan önce birkaç sayfa kitap okuyun,
Gün içinde egzersiz yapın
Gün içinde uyuma fırsatı bulursanız hiç kaçırmayın.
Mide ekşimesi, mide yanması
Göğsün ortasında yanma hissiyle kendini gösterir. Mide ile yemek borusu arasında, mide asit içeriğinin yemek borusuna kaçmasını önleyen valf mekanizmaları çalışmadığında ortaya çıkar. Gebelik hormonları ve büyüyen gebeliğin mide ve yemek borusu arasındaki açıyı bozması ve sfinkter özelliğinin kaybolması nedeniyle gebelik sırasında bu şikayet oldukça sık görülür. eski anneler bebeğin saçı çıkıyor, ondan mide ekşimesi oluyor dese de gerçekte ilgisi yoktur.
Mide yanması ve hazımsızlık şikayetleri özellikle son trimestrde daha çok görülür. Bu şikayetleri gidermek için: az ve sık yemek yiyin, en az 6 öğün yaratın, yemekten sonra 1 saat içinde yatmayın, yatarken başınızı biraz yüksekte tutabilirsiniz, yağlı, baharatlı gıdalar tüketmeyin. Şikayetler bu önlemler ile gerilemezse doktorunuzun önerisiyle antiasitler kullanabilirsiniz.
Diş eti kanamaları ve enfeksiyonu
Gebelik sırasında artan hormonlar ve kan akımı vücudun her yerine olduğu gibi dişlere diş ve diş etlerine de ulaşır. Diş etlerinin normalden daha hassas, şiş ve enfeksiyona eğilimli hale getirir. Hormonların etkisiyle enfeksiyon cevabı da baskılandığından enfeksiyon gelişimi kolaylaşır. Dişler üzerinde oluşan plaklar ve olarla diş eti arasında yerleşen bakteriler sayesinde diş eti enfeksiyonu gelişir( gingivit). Gebelerin yaklaşık yarısında diş eti problemleri ile karşılaşılır. Tedavi edilmemiş dişeti rahatsızlıkları daha önemli hastalıklara yol açarak dişin kaybına ve hatta erken doğuma neden olabilir.
Gingivit belirtileri:
-
Dişetlerinin hassas ve şişmiş olması
-
Kımızı-mor bir renk alması
-
Daha parlak görünür olması
-
Bazen ağrılı olması
-
Diş ipi kullandıktan yada fırçaladıktan sonra kanaması
-
Nefesin kötü kokması ve ağızda kötü bir tat olması
Diş etlerinde bazen bölgesel olarak şilikler oluşur. Gebelik tümörü adı verilen bu durum ağzıon açılmasın imkan vermeycek ölçüde büyüyebilir ve bazı durumlarda cerrahi müdahale gerektirebilir. Tedavi edilemeyen dişeti iltihapları telafisi güç olan kemik ve dişleri yerinde tutan destek doku harabiyeti yaparak diş kaybına neden olabilir. Ve bu ağır enfeksiyon erken doğum kasılmalarını başlatabilir.
Dişeti enfeksiyonunun diş doktorunuz tarafından hızla ve doğru bir şekilde tedavi edilmesi gerekir.
Gebelikte doğru diş ve diş eti bakımı gingivit gelişimini azaltabilir. Bu nedenle; *Günde iki kez diş fırçalanmalı
*Bir kez diş ipi ile temizlik yapılmalı
*bir kez ağız antibakteriyel bir gargara ile çalkalanmalı
*Kusma oluyorsa her kusmadan sonra özellikle bu temizlik tekrarlanmalıdır.
*Gebelik sırasında en az 1 kez diş doktorunuza muayene olmalısınız.
Burun kanaması
Gebelikte sık olarak görülen rahatsızlıklardan biridir. Artan hormonlar ve kan akımı nedeniyle, buruna ulaşan kan akımı da artmaktadır. Bazen burundaki ince damarlar bu kan akımına karşı direnemez ve rüptüre olup kanamaya başlar. Hiç beklemediğiniz zamanlarda günün her hangi bir saatinde burun kanamasıyla karşılaşabilirsiniz. Kanamanın yanında, sinüs tipi baş ağrısı olabilir. Burnun kuru, tıkanık ve kaşıntılı olması, çok fazla hapşırmak yada sürekli burundan nefes almak da kanamayı tetikleyebilir. Burnun sürekli kuru olması, alkol tkullanımı, C vitamininden eksik diyet burnn kılcal damarlarının irrite edrerkve kırılgan hale getirerek kanamayı çoğaltabilir.
Burun kanamaları nadiren çok yoğun olur ve kan transfüzyonuna ihtyaç olaracak kadar derinleşebilir.
Burun kanamanız olduğunda, öncelikle
-
oturun
-
öne doğru eğilin ancak başınızı kalp seviyesinin üstünde tutun,
-
burnunuza ,hemen kemik yapının altından parmaklarınınzla baskı yapın.
-
Bu baskıyı en az 10 dakika , ara vermeden sürdürün. Ara verirseniz ve tekrar kanarsa pıhtılaşma mekanizmasını çalıştırmak için yeni bir on dakikaya daha ihtiyaç duyarsınız
-
Varsa soğuk uygulama yaparak damarların daralmasına yardımcı olabilirsiniz
-
Yatmayın ve başınızı geriye doğru eğmeyin. Kanı yutmanızı kolaylaştırıp kusmaya neden olabilir.
-
Kanamayı durdurduktan sonra 24 saat burnunuzu korumanızda yarar vardır ( darbe, sümkürmek, vs.)
Burun kanamalarınız sık oluyorsa önlemek için;
-
burnunuzu karıştırmayın
-
temizliğini nazikçe yapın
-
hapşırırken ağzınızın açık kalmasını ve basıncın bir kısmının ağızdan çıkmasına izin verin
-
odanızın havasını nemli ve temiz tutmak için nemlendirici kullanın
-
bol su için
-
bol C vitamini tüketin
Vajinal akıntı
Gebelikte görülen bir çok değişiklikten biri de vajinal akıntı miktarındaki artıştır. Önemli olan bu akıntı artışının gebelikle ilgili normal değişiklik mi yoksa bir enfeksiyon belirtisi mi olduğuna dikkat etmektir.
Normal vajinal akıntı, lökore olarak adlandırılır ve ince beyaz ve hafif kokulu bir akıntıdır.
Gebelik sırasında tampon kullanmayın, vajinal duş yapmayın ve bu akıntıyı bir enfeksiyon zannederek kendi başınıza bir tedavi başlamayın. Akıntınızın kararkterinde bir değişiklik olduğunda doktorunuzla görüşün. Akıntı sarı yeşil bir renk alıyorsa, kötü koku geliyorsa, kaşıntı ve kızarıklık şikayetleri eşlik ediyorsa vajinal enfeksiyon belirtileri olabilir. Vajinal enfeksiyonlar en sık mantar ve bakteriyel kaynaklı olur ve mutlaka tedavi edilmelidir. bilindiği gibi her türlü tedavi edilmemiş enfeksiyon erken doğumu başlatabilir.
Mantar enfeksiyonu
Gebelik sırasında vajinal mantar enfeksiyonu görülme sıklığında artış olur, hormonal etkilerle bağışıklık sistemindeki değişiklikler zaten vajinal ortamın normal bir üyesi olan mantar enfeksiyonu etkenlerinin su yüzüne çıkmasını ve enfeksiyon oluşturmasını sağlarlar. Bir başka görüş de hormonların vajinal ortamın asit alkali dengesinin bozulması ve mantar enfeksiyonu için zemin hazırlıyor olmasıdır.
Mantar enfeksiyonunun en sık görülen belirtileri, yoğun, beyaz, peynirimsi bir akıntı, beraberinde şiddetli kaşıntı, vajen ve vulvada kızarıklık, ilişki sırasında ağrı ve yanmadır. Bu belirtileri farketmemek nerdeyse imkansızdır. Önemli olan tanının doğru konulup tedavi edilmesidir. Çünkü bazı belirtiler bakteriyel enfeksiyonlarda da görülmektedir. Tedavileri farklı olduğu için bu şikayetleriniz olduğunda mutlaka doktorunuza muayene olun ve uygun tedavinin yapılmasını sağlayın.
Mantar enfeksiyonunudan korunmak için vajinal bölgenizi kuru tutun, pamuklu iç çamaşırı kullanın, çok sıkı pantolonlar tercih etmeyin.
Bakteriyel Vajinoz
Gebelerin yaklaşık %15-30’unda görülür. bakteriyel vajinoz vajende normalde bululunan bakterilerin dengesindeki bozukkluk nedeniyle oluşur. Cinsel yolla bulaşan bir hastalık olmadığı halde cinsel ilişki ile alakalıdır. Bakteriyel Vajinoz(BV) sırasında sıklıkla beyazımsı, gri, ince bir akıntı olur. Özellikle cinsel ilişki sonrası artan balık kokusu duyulur. Nadiren kaşıntı ve idrar yaparken yanma hissi oluşur. Tanısı jinekolojik muayene, mikroskobik direkt gözlem veya KOH ile inceleme (whiff testi- KOH, potasyum hidroksit ile muamele edildiğinde bozuk balık kokusu ) ve ph ( 4.5 ve üstü) değerlendirmesi ile koyulabilir.
Tanısının konulup uygun tedavinin başlanması çok önemlidir, ciddi bir enfeksiyon olmamasına karşın tedavi edilmez ise pelvik enfeksiyonlara ilerleyebilir ve erken doğuma neden olabilir.
Metranidazol ve klindamisin içeren antibiyotiklerle tedavi edilir. Her iki antibiyotik de gebelikte kullanılabilir. Hem oral hem vajinal kullanımları tedavide etkilidir. Doktorunuzun önerileri doğrultusunda tedavinizi uygulayın.
BV’den korunmak için de, genital bölgenizin ıslak kalmamasına özen gösterin, pamuklu iç çamaşırı tercih edin,vajinal duş yapmayın, temizliği önden arkaya doğru yapın bakterilerin rektal alandan vajene geçişini kolaylaştırmayın.



















+90 532 6594323